1 EYLÜL 2023 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 7445 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ KAPSAMINDA YENİ ARABULUCULUK DÜZENLEMELERİ

05.04.2023 Tarihinde ve 32154 sayılı resmi gazeteyle birlikte 7445 sayılı İcra ve İflas kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun yürürlüğe girdi. Ancak bu kanunun 31, 34, 36, 37, 38 ve 41. maddeleri 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Aşağıdaki yazımızda 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren kısım ile birlikte öngörülen değişiklikleri ele alacağız.

Bu kapsamda yazımızda ele alacağımız kanun değişiklikleri;

1- 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNU 5/A MADDESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER 

2- 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA 17. MADDEDEN SONRA GELMEK ÜZERE 17/B MADDESİ EKLENDİ

3- 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNUN 18/A MADDESİNİN YEDİNCİ VE ONALTINCI FIKRALARINA EKLEMELER YAPILDI. 

4- 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA 18/A MADDESİNDEN SONRA GELMEK ÜZERE 18/B MADDESİ EKLENDİ.

5- 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA “GEÇİCİ MADDE 3” BAŞLIĞIYLA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENDİ.

6- 12/10/2017 TARİHLİ VE 7036 SAYILI İŞ MAHKEMELERİ KANUNUNUN 3 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASINA YENİ BİR EKLEME YAPILDI.

1- MADDE 31: 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNU 5/A MADDESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

Bu madde kapsamında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu 5/A maddesi değiştirildi. Maddenin eski hali; 

“Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”

Şeklindeydi. 

Fakat söz konusu değişiklik kapsamında “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi kaldırılarak yerine “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” ibaresi eklendi. Değişiklik neticesinde maddenin son hali;

“Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”

Şeklini almış oldu.

Bu değişiklik ile birlikte daha önce zorunlu arabuluculuğa tabi olan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerinin yanında itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında da dava açılmadan önce arabulucuya başvurmak dava şartı haline getirildi.

2- MADDE 34: 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA 17. MADDEDEN SONRA GELMEK ÜZERE 17/B MADDESİ EKLENDİ

Bu madde kapsamında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 17. maddeden sonra gelmek üzere 17/B maddesi eklendi. Söz konusu maddenin metni;

“Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuk

MADDE 17/B- (1) Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişlidir.

(2) Birinci fıkra kapsamındaki uyuşmazlıklarda, tarafların yazılı olarak kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilir. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, üç aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkar.

(3) Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenir.

(4) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olup bu şerh taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinden alınır. Mahkeme yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasıyla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetler; bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.

(5) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin verilmesiyle ilgili diğer hususlar hakkında 18 inci madde hükmü uygulanır.”

Şeklindedir.

Eklenen bu maddeyle öngörülen yenilik ise taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli hale getirilmesi yönündedir. Bu düzenlemeyle birlikte taraflar dilerse uyuşmazlıklarını mahkeme önüne gitmeden önce arabulucu önünde çözmeye çalışabileceklerdir. Taraflar arabulucuya gitme konusunda anlaştıktan sonra, tarafların kararlaştırması ve arabulucunun bunu tutanak altına alması durumunda arabuluculuk süresiyle sınırlı olmak ve üç ayı geçmemek kaydıyla tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için tapuya şerh verilebilecek. Bu şerh tarafların anlaşamaması halinde arabulucunun talebiyle kalkacak. Her halükarda ise üç ayın sonunda kendiliğinden kalkacaktır.

Tarafların arabulucu önünde uzlaşmaya varmaları halinde, anlaşma belgesinin icra edilebilmesi için taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinden anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhinin düşülmesi gerekmektedir. Mahkeme yapacağı incelemede anlaşma içeriğinin kanunlara ve usul ve esaslara uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini, anlaşma belgesinin cebri icraya elverişli olup olmadığını denetler; bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerek görürse duruşma açabilir.

3- MADDE 36: 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNUN 18/A MADDESİNİN YEDİNCİ VE ONALTINCI FIKRALARINA EKLEMELER YAPILDI.

Bu madde kapsamında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin yedinci ve onaltıncı fıkralarına eklemeler yapıldı. Söz konusu maddenin metni;

“Dava şartı olarak arabuluculuk

 

MADDE 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)

(7) Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. (Ek cümle:28/3/2023-7445/36 md.) Avukatı bulunsa bile asıl tarafı da bilgilendirir. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.

(16) Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir kararı verilmesi hâlinde 6100 sayılı Kanunun 397 nci maddesinin birinci fıkrasında, ihtiyati haciz kararı verilmesi hâlinde ise 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dava açma süresi, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemez. (Ek cümle:28/3/2023-7445/36 md.) Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından sonra, başvuran taraf aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak icra takibi yapılması durumunda, başvuran tarafın bu takibe karşı son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde 2004 sayılı Kanunun 72 nci maddesi uyarınca menfi tespit davası açması ve talep etmesi halinde 2004 sayılı Kanunun 72 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.

…”

Şeklindedir.

Bununla birlikte öncelikle yedinci fıkradaki yeniliğe bakacak olursak; fıkranın sonuna “Avukatı bulunsa bile asıl tarafı da bilgilendirir. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.” İbaresi eklenmek suretiyle dava şartı arabuluculukta daha önceden olduğu gibi sadece vekilin değil artık vekili olsa da olmasa da asilin de bilgilendirilmesi gerektiği ve bu bilgilendirmenin de belgeye bağlanması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Aynı şekilde onaltıncı fıkradaki yeniliğe bakacak olursak; arabuluculuk bürosuna başvuran taraf aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili icra takibi yapılması durumunda, başvuran taraf son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve dilerse alacak tutarının yüzde on beşinden az olmamak üzere teminat yatırmak kaydıyla menfi tespit davasına bakan mahkemeden icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebilecektir.

4- MADDE 37: 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA 18/A MADDESİNDEN SONRA GELMEK ÜZERE 18/B MADDESİ EKLENDİ.

Bu madde kapsamında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 18/A maddesinden sonra gelmek üzere 18/B maddesi eklendi. Söz konusu maddenin metni;

“Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 18/B- (1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:

a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.

b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.

c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.

ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.

(2) Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenir.

(3) Bu madde kapsamında düzenlenen anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olup bu şerh taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından taşınmazın bulunduğu yer, diğer anlaşma belgeleri bakımından ise arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden alınır. Mahkeme taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetler; bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir ve gerektiğinde duruşma açabilir.

(4) Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin verilmesiyle ilgili diğer hususlar hakkında 18 inci madde hükmü uygulanır.”

Şeklindedir.

Eklenen bu yeni maddeyle birlikte bazı uyuşmazlıklar için dava şartı arabuluculuk getirilmiştir.

Bunlar;

– Kiralanan taşınmazın icra ve İflas kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler (kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle ilamsız tahliye İİK-269-269/d, kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilamsız takip İİK-272-275) hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.

-Taşınır ve taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesine (izaleyi şuyu) ilişkin uyuşmazllıklar.

-Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.

-Ve nihayet komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.

Bu yeni düzenlemeyle birlikte özellikle Covid-19 pandemisi sonrası kiracı ve kiralayan arasında artan uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve bir nebze de olsa mahkemelerin iş yükünün azaltılması ve dava sürecinin fazlasıyla uzayıp hak sahiplerinin haklarına kavuşmaları önünde adeta bir engel şeklinde durmasını da kaldırmak adına yerinde ve beklenen bir düzenleme olmuştur.

5- MADDE 38: 6325 SAYILI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNA “GEÇİCİ MADDE 3” BAŞLIĞIYLA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENDİ.

Bu madde kapsamında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa “GEÇİCİ MADDE 3” başlığıyla bir geçici madde eklendi. Söz konusu maddenin metni;

“GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanuna eklenen 18/B maddesinin dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”

Şeklindedir.

Eklenen bu madde kapsamında yürürlüğe girmiş bu hükümlerin geçmişe yürümeyeceği ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/B maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacağını öngörmektedir.

6- MADDE 41: 12/10/2017 TARİHLİ VE 7036 SAYILI İŞ MAHKEMELERİ KANUNUNUN 3 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASINA YENİ BİR EKLEME YAPILDI.

Bu madde kapsamında 12/10/2017 tarihli ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına yeni bir ekleme yapıldı. Söz konusu maddenin eski hali;

“Dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 3- (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”

Şeklindeydi.

Fakat söz konusu değişiklik ile birlikte maddenin sonuna “Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.” İbaresi eklendi. işbu ekleme ekleme neticesinde maddenin son hali;

“Dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 3- (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/41 md.) Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.”

Şeklini aldı.

İşbu ekleme neticesinde daha önce bireysel veya toplu iş sözleşmelerine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminat ile işe iade talebiyle açılan davalarda zorunlu olan dava şartı arabuluculuk, 1 eylül 2023 itibariyle alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları için de zorunlu hale getirildi.

SONUÇ

Yukarıdaki açıklamalarımız da dikkate alındığında, kanun koyucunun arabuluculuk alanında pek çok değişiklik ve yenilik yaptığını görmekteyiz. Bu hususları değerlendirmeden önce arabuluculuk kurumunun amacını ve ne için ortaya çıktığını iyi tahlil etmek ve bu perspektifte bir değerlendirme yapmak yerinde olacaktır. 

Arabuluculuk kurumunun temel amacı uyuşmazlığa düşmüş tarafları dinleyip anlamak ve işi yargı birimlerine intikal ettirmeden en kısa ve hakkaniyetli bir biçimde, taraflara bir çözüm yolu sunmaktır. Arabulucu bunu yaparken tarafları ayrı ayrı veya bir arada dinler, durumu değerlendirir, tarafların ihtilafa düştükleri konuları tespit eder ve taraflara hakkaniyete uygun bir çözüm sunarak uyuşmazlığı ortadan kaldırmaya çalışır. Bu uygulamayla birlikte taraflar arasındaki diyalog da artmış olacak ve uyuşmazlıkların çözümü için de daha ılımlı bir yol izlenmiş olacaktır. Bunların yanı sıra arabuluculuk uygulaması sayesinde, mahkemelerin de iş yükü azalmakta ve daha önemli uyuşmazlıklar için mahkemeye daha fazla değerlendirme zamanı kalmaktadır.

Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda arabuluculuk kurumunun da ne denli önemli olduğu ve hukuk hayatında ne denli kolaylıklar sağladığı anlaşılmış olacaktır. Bu sebeple yukarıda da açıkladığımız üzere, 1 Eylül 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren yeni arabuluculuk düzenlemelerinin, hukuk düzeni ve tarafların aralarındaki ihtilafın bir an önce ortadan kalkması ve haklarına bir an önce kavuşabilmelerei bakımından yerinde ve faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Av. M. Talha Arslan

Av. Mücahit Tüz

Av. Cansel Cor

Stj. Av. Atakan Alkış