Maden Hukuku

Türkiye’de madencilik ve metal sektörü, ülkenin güçlü ekonomisine paralel olarak bir büyüme ivmesi göstermiştir. Türkiye, yeraltı zenginliklerinin çıkarılması ve taşınmasında lojistik altyapısı ve Avrupa’nın en batısından Asya’nın en doğusuna uzanan geniş lojistik ağıyla kendini kanıtlamıştır.

 

Bölgesel ve global anlamda Türkiye’de maden arama, çıkartma ve işleme faaliyetlerinde bulunan şirketler dünyada dikkat çekmeye başlamıştır. Bu durum ekonomik faaliyetlerini maden alanında gerçekleştiren şirketlerin de dikkatini çekmektedir. Ayrıca hükümetin 2023 hedefleri doğrultusunda 15 Milyar USD’lik bir üretim kapasitesi hedeflenmektedir. Bu kapasitenin sağlanması Maden Hukukunun gelişmesini ve Maden Hukukundan doğan uyuşmazlıkların artacağını ortaya koymaktadır.

 

Devlet tarafından maden sektörüne doğrudan sağlanan destek ve teşvikler madencilik faaliyetlerinin gelişmesini ve ekonomiye olan katkısını arttırmaktadır. Bunun yanında 38 ilde 56 maden mühendisliği fakültesi bulunmaktadır.  Son yıllarda üniversitelerde açılan fakültelerin artmasıyla Türkiye’deki maden mühendisi sayısı 2005’ten bu güne yüzde 50’den fazla artarak  38.000 yetişmiş iş gücüne ulaşmış bulunmaktadır. Bunun karşılığı ise Türkiye’de büyüyen bir maden sektörünün bulunduğu ve bunun getirdiği ihtiyaçların ve hukuksal zemine olan ihtiyacın artacağıdır.

Maden Hukukuyla İlgili Konular

  1. İlgili Kanun ve Yönetimelikler,
  2. Maden Hukuku alanında son değişiklik ve düzenlemeler
  3. Maden ruhsatı alma hakkı,
  4. Yerli ve yabancıların maden hukukundan doğan haklar ve sınırlamalar,
  5. Maden alanın işletilmesi, rafine edilmesi ve zenginleştirilmesi,
  6. Ham ya da işlenmiş madenin ihracatı,
  7. Maden hukukunda doğan hakların devri ve sorumluluk
  8. Rodövans Sözleşmesi,
  9. Maden Sahasının mülkiyeti
  10. Maden Sahası kullanım yetkisi,
  11. ÇED Rapaoru,
  12. İşçilerin sağlık ve güvenlikleri
  13. Maden Hukukunun idare hukuku yönleri,
  14. Vergi ve Devlet Hakkı Paylar,
  15. Maden Ruhsatının İptali, Terki ve Feragat






    Maden Hukuku Alanındaki Yasal Düzenlemeler Nelerdir?

    Türk yasalarına göre, maden cevherleri devletin yetkisi ve kontrolü altındadır. Ayrıca madenler bulundukları arazinin bir parçası olarak kabul edilirler. Madenlerden devlet vergi ödemelerinin dışında tabi olarak Maden Devlet Hakkı adı altında ayrı bir kesinti daha yapmaktadır(%4). Maden Hukuku kapsamında maden ruhsatı alan gerçek ya da tüzel kişi madenin mülkiyetini almış olmamaktadır. Devlet sadece idari bir işlemle maden ocaklarnın işletilmesini gerçek ya da tüzel kişilere vermektedir. Bu haklar sınırlandırılabilir ya da genişletilebilir.

     

    Maden Hukuku kapsamında madenlerin tespiti, ön faaliyetlerin yapılması, maden ocağının işletilmesi ile birlikte madenleri elde etme veya feragat etme hakkı ile ilgili usul ve esaslar 3213 sayılı Maden Hukuku kapsamında düzenlenmiştir. Maden hukuku açısından temel noktaları düzenleyen bu kanunun yanı sıra, 21 Eylül 2017 tarihinde yayınlanan Maden Yönetmeliği ve 21 Haziran 2005 tarihinde yayınlanan Maden Faaliyetleri İzin Yönetmeliği de mevcuttur.

     

    Yukarıda sayılanlar yasal düzenlemeler dışında ikincil bazı ek düzenlemeler de bulunmakta;

    1. Maden Bölgeleri ve Ruhsat Devri Yönetmeliği,
    2. A Grubu Madenleri İle İlgili Uygulama Yöentmeliği,
    3. Maden Sahaları İhale Yentmeliği,
    4. Madencilik Faaliyetleri İle Bozulan Arazilerin Doğaya Geri Kazandırlması,
    5. Maden Atıkları Yönetmeliği,

     

    Madencilik Failiyetlerini Etkileyen Diğer Kanunlar Nelerdir?

    Madencilik faaliyetleri doğası gereği orman hukuku, çevre hukuku, iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği hukuku, ceza hukuku ve vergi hukuku gibi diğer hukuk alanlarıyla yakın ilişki içerisindedir.

     

    Ayrıca, madencilik faaliyetine konu olan arazinin özelliklerine bağlı olarak bazı konuların belediyeler tarafından düzenlenen diğer mevzuatlara da uyum sağlaması gerekmektedir.

     

    Madenler Hangi Bakanlığa ve Devlet Organına Bağlı?

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bir birimi olan Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM), madencilik faaliyetlerini yürütülmesinden, başvuruların kabulünden ve madencilik ruhsatlarının verilmesinden sorumlu olan başlıca kurumdur. Madencilik sektöründeki özel amaçlı kuruluşlar tarafından Bakanlık tarafından kurulan diğer ilgili kurumlar ise; Maden Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ve Türkiye Taşkömürü Kurumudur.

     

    Bazı ek kısa bilgiler: ruhsata konu olan madencilik alanı tarım alanları, milli parklar, orman arazileri, ,SİT alanları ve çevresel bazı etkenler  kapsamında yer alıyorsa, diğer ilgili idarelerin izninin veya onayının gerekli olabileceğine dikkat edilmelidir (Örn:ÇED Raporu). İzin alınması gereken başlıca araziler; vahşi yaşamı koruma ve destekleme alanları, mera alanları, kıyı bölgeleri, korunmuş kültür ve doğal parklar, turizm bölgeleri ve yasaklanmış askeri bölgelerdir.

     

    Madencilik Faaliyetleri İçin Gerekli Adım ve İzinler Nelerdir?

    Maden Arama Ruhsatı ve Kapsamı Nelerdir?

    Maden Kanununun 15. maddesine göre, maden ruhsatı sahipleri lisans süreleri boyunca keşif faaliyeti için bir izin talep edebilir. Madenlerin teknik raporla “kaynak veya rezerv” olarak raporlanması ve bu raporun MİGEM tarafından onaylanması halinde, lisans sahibi “Maden Arama İzni olan kişi” olarak kabul edilir.

     

    Maden Arama Ruhsatının devri, maden ruhsat hakkından tamamen bağımsız olan ve lisanslı veya lisanssız devredilebilen bir haktır. Keşif hakkı sahibi, madenin başka bir kişi veya kuruluş tarafından aranmasını devredebilir. Bir diğer konu ise keşif faaliyetlerinin sadece belirli maden grupları için söz konusu olabilmesidir.

     

    Maden faaliyetlerinde yapılan son değişikliklerle birlikte maden hukuku, madende rezerv tespitedilmesi halinde bu durumu maden sahibinin maden ruhsatına şerh ettirebilir. Bu durum maden ruhsatına “belirgin rezerv geliştirme hakkı” olarak yeni bir tanım getirmektedir. Tespit edilen maden için maden ruhsatının başka kişilere devri halinde bir bedel talep edilebilir. Ayrıca Maden hukuku ve kanunu kapsamında değiştirilen 6. maddesi uyarınca, keşif hakları ve görünen rezerv geliştirme hakları bilgi amaçlı olarak maden siciline tescil edilir.

    Madencilik faaliyetlerini yürütmek ve tespit edilen madenin çıkarılması için ön çalışmaları yürütmek isteyen gerçek veya tüzel kişinin, MİGEM tarafından bir maden arama lisansına sahip olması gerekmektedir. Maden Çıkarma Ruhsatını elde eden gerçek ya da tüzel kişi maden hukuku kapsamında belirli bir bölgede belirli bir süre için keşif faaliyetleri gerçekleştirme hakkına sahip olmaktadır. Maden Arama faaliyetleri ön arama, genel arama, ayrıntılı arama, uygunsa fizibilite döneminden oluşmaktadır. Maden tipine/grubuna bağlı olarak, arama lisansı süreleri üç ila yedi yıl arasında olabilir. Bu süreler talep üzerine uzatılabilir.

     

    Madencilik Faliyetlerinde Bulunmak İçin Hangi İzinler Gereklidir?

    Maden arama ruhsatı sahipleri, madencilik faaliyetlerine devam etmek ve faaliyetlerini yürütmek amacıyla maden işletme ruhsatı için öncelikle MİGEM’e başvurmalıdır. Bazı maden türlerinde madeni işlemek ve satmak için doğrudan maden işletme ruhsatına başvurmak da mümkün.

     

    Maden tipine bağlı olarak, işletme ruhsatı 10 ile 50 yıl arasında olabilir. Ancak, Grup 1/a ve Grup 5 madenleri için işletme lisansı yalnızca beş yıl için verilebilir. Bu süreler talep üzerine uzatılabilir.

     

    İşletme ruhsatına ek olarak, üretim faaliyetlerini başlatmak için bir çalışma izni gereklidir. Çalışma izninin süresi de maden işletme ruhsat süresi ile sınırlı ve aynıdır.

     

    Farklı Maden Türleri ve Arazileri İçin Başvuru Koşullarında Farklılık Var mı?

    Maden Kanunu, temel olarak  kategorize edilen 5 farklı grupla madenleri ayırmaktadır. Bu ayrımda bazı ölçütler bulunmakta; fiziksel ve kimyasal özelliklerine ve kullanım alanlarına göre düzenlemektedir;

     

    1. Grup (Kum ve çakıl, bazı killer)
    2. Grup (Taşlar ve Kayalar)
    3. Grup (Bir çeşit tuz, gaz ve su)
    4. Grup (endüstriyel, enerji ve metal mineralleri)
    5. Grup (Değerli ve yarı değerli mineraller)

     

    Ruhsat türleri ve ilgili prosedürler maden gruplarına göre değişir. Maden Kanununun 16’ncı maddesine göre Grup 2 (bazıları), 3, 4 ve 5 maden arama ruhsatı ile araştırılabilir. Grubun geri kalanı için doğrudan bir işletme maden arama sertifikası verilir.

     

    Ayrıca, Maden Hukuku’nun 7. Maddesi ile kanunda bazı alanlar için sınırlamalar ve ek izinlerin alınması yolu seçilmiştir. Bunlar ise; özel olarak korunan çevre alanları, milli parklar, vahşi yaşamı koruma alanları, ormanlar, kıyı alanları, SİT alanları veya enerji santralleri içinde belirtilen özel ön üretim alanlarında madencilik faaliyetlerini yürütmek için ilgili makamların onayı, madencilik dışındaki amaçlar için MİGEM tarafından tahsis edilen  uygun bir görüş. Organize sanayi bölgeleri, petrol, doğalgaz ve jeotermal boru hatları için ruhsat başvurularından önce izin alınması gerekmektedir.

     

    Kimler Maden Arama, Bulma ve İşletme Ruhsatı Alabilir?

    Maden Kanununun 6’ncı maddesi uyarınca madencilik faaliyetleri sadece; Türk vatandaşları, Türkiye’de kurulan şirketler ve kamu kurumları tarafından yapılabilmektedir.

     

    Yabancı Şirket ve Yabancı Gerçek Kişiler Maden Arama/İşletme Ruhsatı Alabilir Mi?

    Yabancı sermayeli şirketler ve yabancı uyruklu gerçek kişiler doğrudan maden işletme ruhsatını elde edemezler. Sadece yabancı sermayeli şirketler Türkiye’de bir şirket kurarlar ise bu hakkı elde edebilirler.

     

    Maden İşletme Ruhsatı Devirlerinde Bir Sınırlama Var Mı?

    Maden Yönetmeliğinin 82/11 maddesi uyarınca Maden İşletme Ruhsatının yüzde 10 ve üzerinde bir devir gerçekleşmesi halinde, bu devir işlemi Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın onayına tabidir.

     

    Maden Ruhsatı, İşletme Ruhsatı ve Buluculuk Haklanın Devrinde Kısıtlama Var Mı?

    Maden Kanununun 5. Maddesi uyarınca maden (maden ruhsatı ve işletme ruhsatı) ruhsatları, buluculuk hakları ve maden işletme hakları, madencilik faaliyetlerini yapmaya ehil  3. taraflara aktarılabilir. Maden Ruhsatının Devri, Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının onayıyla gerçekleşir. MAPEG tarafından tutulan maden siciline tescil gerçekleşmiş olur. Aksi takdirde gerçekleştirilmek istenen devir usulÜne uygun olmaz ve taraflar açısından hiçbir hak doğmasına sebep olmaz.

     

    Burada dikkat edilmesi gereken husus madencilik faaliyetlerine ehil olma vasfıdır. Bu vasıf gerçek kişilerde MAPEG tarafından belirlenen bedelleri ve banka teminatlarını karşılamaya ekonomik gücünün yetmesidir. Tüzel kişiler için bir diğer önemli nokta ise ünvanlarında ve ticaret odası kayıtlarında madencilik faaliyetli yapılacağı bildirilmiş olması mecburiyetidir.

     

    Ruhsat sahipleri iki farklı devir gerçekleştirebilirler. İlki maden ruhsatını devri, ikincisi diğer maden işletme ruhsatının Rödovans Sözleşmesi ile 3. kişilere devredilmesidir. Her iki durumda da MAPEG tarafında süreçlerin onaylanması ve Maden Siciline tescil edilmesi mecburiyeti vardır.

     

    Önemli nokta: Madencilik ruhsatları hisselere bölünerek ortak yapılabilecek bir alan değildir. Örnek vermek gerekirse, gerçek kişiler ortaklaşa maden ruhsatına sahip olamazlar, aynı şekilde iki farklı tüzel kişiliğe sahip şirket de maden ruhsatına sahip olamazlar (Maden İşletme Ruhsatı içinde aynı hükümler salı tutulmuştur.). Ancak tüzel kişilerin ortaklık yapısının çok ortaklı olması tüzel kişi şirketin maden ruhsatını edinmesine engel teşkil etmemektedir.

     

    Maden Ruhsatı ve İşletme Ruhsatından Doğan Haklar İpotek Verielebilir Mi?

    Madenler üzerinde 2 farklı şekilde ipotek tesis edilmesi Maden Kanunu’nda öngörülmiş ve izin verilmiştir. Bunlardan ilki Maden Kanunu 39. Madde kapsamında, maden ocaklarından çıkarılan maden rezervlerinin üzerine ipotek konulmasıdır. Örnek vermek gerekirse bir mermer madeninde çıkarılan her blok MAPEG tarafından düzenlenen sevk fişleri ile sevk edilmekte ve takip edilmektedir. Bu nedenle maden sahasından çıkarılan maden rezervlerinin üzerine de ipotek tesisi mümkündür.

     

    Ayrıca Maden Kanunu’nun 42. Maddesi uyarınca, Maden ruhsatı üzerine maden işletme operasyonları ile bağlantılı olmak kaydıyla ipotek tescil edilebileceği ve  borçlarına güvence verilebileceği ya da bu amaçla muhtemel borçlarını güvence altına almak için madende  ipotek tesis edilebileceğini düzenlemektedir. Burada MAPEG doğrudan ipotek sözleşmesine neden olan borcu incelememekte ancak borcun ödenmemesi halinde ruhsat sahibi borcun maden ocağının işletilmesinden kaynaklanmadığını ispat ettiği takdirde ipotek kanuni anlamda hüküm ve sonuç doğurmayacaktır.

     

    Maden Sahası Yüzey Kullanımı Nasıl Olmalı?

     

    Arama, Buluculuk ve İşletmeci Ruhsatı olanlar Doğrudan Maden Sahsını Kullanma Hakkına Sahip mi?

    Türk Maden Hukukuna göre, Arama, Buluculuk ya da işletme ruhsatları maden sahasının bulunduğu arazi üzerinde ruhsat sahibine doğrudan zilyetlik veya kullanım hakkı oluşturmaz. Maden Kanununun 46. Maddesine göre, arazinin özel mülkiyete tâbi olması halinde ruhsat sahibinin ücret karşılığı MAPEG’in belirlediği ücret çerçevesinde bir intifa hakkı veya irtifak hakkı alması gerekmektedir. Aynı prosedür devlete ait araziler için de geçerlidir. Ancak bu tür araziler için ruhsat sahibinin, herhangi bir ödeme meburiyeti yoktur.

     

    Maden Arama, Buluculuk ve İşletme Ruhsatı Sahibinin Özel Mülkiyete Konu Taşınmaz Sahibine Karşı Sorumlulukları Nelerdir?

    Madencilik faaliyetlerinin gerçekleşeceği arazinin özel mülkiyete konu olması durumunda, ruhsat sahibinin ve toprak sahibinin karşılıklı yükümlülükleri bir anlaşma ile belirlenir. Bu anlaşmanın içeriği taraflar arasında belirlenen anlaşma temellerine göre belirlenir. Taraflar arasındaki bir kira anlaşması veya kira sözleşmesi kira sözleşmesine uygun özel hüküm ve koşulları ihtiva edebilmektedir. Esas olarak lisans sahibinin, intifa hakkı veya irtifak hakkı haklarından kaynaklanan kullanım hakkı karşılığında maden satış fiyatı üzerinden  veya kira için belirlenen bedeli ödemesi gerekmektedir.  Diğer yandan, mülk sahibinin veya yasal işgalcinin asıl yükümlülüğü, mülkiyet hakkını veya  kullanım haklarını devretmektir..

     

    Hangi Şartlar Altında Özel Müllkiyete Konu Arazi Kamulaştrılır?

    Maden Kanununun 46. maddesi uyarınca, maden işletme ruhsatı süresince, tarafların özel mülkiyete konu mülkiyete üzerinde uzlaşamaması ve bu durumun işletme faaliyetleri için bu tür bir gereklilik olması halinde, söz konusu mülkiyet ruhsat sahibinin başvurusu üzerine MAPEG tarafından kamulaştırılabilir. Ancak bu kamulaştrıma ETKB’nin kamu yararı olduğuna dair kararından sonra gerçekleşebilir.  Kamulaştırma bedeli lisans sahibi tarafından ödenecektir.

    Kamulaştırıln taşınmaz Hazine adına tapu siciline tescil edilir ve akabinde  madencilik faaliyetlerinde kullanılmak üzere ruhsat sahibine verilir.

     

    Madencilik Faaliyetlerinde Çevresel Etki Değerlendirme(ÇED Raporu) Raporu ve Alınması?

     

    ÇED Raporu Nasıl Alınır Ve Mevzuat?

    Maden Kanununun 7/11 Maddesi uyarınca, çevreyi etkileyen madencilik faaliyetleri için çevresel factörlerin değerlendirilmesi ve akabinde bir çevre etki değerleme raporu alınması gerekmektedir. Bu değerlendirme raporu Çevre Kanun’na ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mevzuatına uygun olarak hazırlanmış ve alınmış olması gereken bir değerlendirme raporudur. Bu rapor madencilik faliyetleri neticesinde doğacak sonuçların çevreye ve doğaya karşı vereceği etkiyi ölçmek için zorunlu kılınmıştır.

     

    Çevre Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu elde etmek için çevresel olarak olumsuz etkilere yol açabilecek faaliyetler gerekmektedir. Bu nedenle rapora tâbi faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında belirlenir.

     

    Buna göre, “ÇED Olumlu Kararı” (projenin çevre üzerinde olumsuz etkileri olmadığını ortaya koyar) veya “ÇED Gerekli Değil” ( faaliyetlerin ÇED raporu yükümlülüğüne tâbi olup olmayacağı) gibi sonuçlarla rapor verilemektedir. ÇED yönetmeliğine ek olarak Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği, çevreyi etkileyen madenciliğin ÇED’e tâbi olup olmadığının belirlenmesi için özel usul ve esaslar sunmaktadır.

     

    Madencilik Faaliyetlerinin Sebep Olduğu Kirliliğin Önlenmesi Nasıl Olmalıdır?

    Maden Atıkları Yönetmeliği, madencilik faaliyetleri sırasında (aranması, çıkarılması, hazırlanması / zenginleştirilmesi veya depolanmasında) oluşan atıkların ve diğer atık ürünlerin depolanması için belirli önlemler alınmasını düzenlemektedir. Maden atıklarının depolanması veya imhasında olabilecek en doğa dostu ve en az zararlı yöntemler tercih edilmelidir. Maden atıklarını toprağa, denizlere, göllere, nehirlere ve benzeri ortamlara doğrudan dökerek çevreyi kirletmek yasaktır.

    Ayrıca maden atıklarının depolanması ya da imhası için en gelişmiş teknolojik yöntemler tercih edilemelidir.

     

    Maden Sahasında Faaliyetlerin Durdurulması ve Maden Sahasının Yeniden Doğaya Kazandırılması Nasıl Olmalıdır?

    Maden Faaliyetleri ile Bozulan Doğaya Geri Kazandırılması Yönetmeliği uyarınca, maden rezerv alanının kapatılmasından önce ruhsat sahibinin bölgedeki doğayı yeniden kazanmak için bu  yönetmeliği takip etmesi gerekmektedir. Maden Sahasının doğaya geri kazandırlması yükümlülükleri, tüm inşaat ve tesislerin kaldırılmasını, tüm atıkların lisanslı tesislerde imha edilmesini ve çevresel peyzaj kurtarma planına göre alanın çevresel olarak geri kazanılmasını içerir.

     

    Madencilik Faaliyetleri İmar Ya da Planlama Gerekliliği Var mı?

    Maden Hukuku’nun 7 ila 12. maddeleri uyarınca, imar alanlarında maden faaliyetleri yapılacaksa, yerel belediylerden izin alınması gerekmektedir. Ancak bu hüküm, imar planlamasına dahil olma tarihine göre farklılık arz etmektedir. Maden sahası için verilen maden ruhsatı imar planından önce düzenlenmiş ve sonrasında maden sahası imar planına dahil edilmiş ise izin alınması gerekmemektedir.

     

    Ayrıca mdencilik faaliyetleri orman vasfına sahip bir arazi üzerinde ifa edilecek ise; orman alanının kullanımı için gerekli izinler alınmalı ve ancak ayırıca birimar planı gerekli değildir. Orman vasfına sahip alanlar için gerekli kullanım izinleri Orman Genel Müdürlüğünden alınmalıdır. Ayrıca, imar planı olmayan arazilerde kurulaca geçici tesis ve yapı, kullanma iznine tabi olmayacaktır.

     

    Madencilik Faaliyetleri İçin Anayasal Bir Düzenleme Var Mı?

    Devletin madenler üzerindeki yetkisi ve tasarrufu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 168. Maddesinden kaynaklanmaktadır,Buna göre; doğal kaynakların araştırılması, bulunması ve işletilme hakları Devlete aittir. Bu hakları gerçek veya tüzel kişilere devredebilir. Devir işlemleri belirli bir zaman dilimi için ruhsatla verilmektedir.

     

    Madencilik Faaliyetleri İçin Yerel ya da Lokal Düzenlemeler Mevcut Mu?

    Madencilik faaliyetlerini düzenleyen lokal ya da yerel hiçbir farklı düzenleme bulunmamaktadır. Kanun ve mevzuat tüm ülke genelinde uygulanmaktadır.

     

    Maden Arama, Buluculuk ve İşletme Hakları Bırakılabilir mi? Madencilik Faaliyetleri Nasıl Bırakılır?

    Madencilik Faliyetlerini Kısmı ya da Tamamıyla Terk Etme Nasıl Olur?

    Maden Kanununun 32. Maddesi ruhsat sahiplerine vazgeçme başvurusunda bulunma hakkı sağlar. Bu gibi durumlarda, madeni terk etmek isteyen ruhsat sahibi, sahada gerekli güvenlik önlemlerini almak ve bir yıl içinde MAPEG’e gerekli bilgi ve belgeleri sunmak zorundadır.

     

    Belirli Bir Süre Sonunda Maden Arama ve Madencilik Faaliyetlerini Durdurma Zorunluluğu Var mı?

    Hayır, keşif hakkı veya madencilik hakkı sahibi tarafından belirli bir süre sonra durdurulması söz konusu değildir. Bununla birlikte, Maden Kanunu’nun 32. Maddesi uyarınca, lisansları herhangi bir nedenle bırakılmış lisans sahipleri de gerekli güvenlik önlemlerini almak ve alanın son durumunu gösteren teknik belgeleri KKGM’ye sunmakla yükümlüdür.

     

    Maden Kanununda Yer Alan Hükümlere Uyulmaması Halinde Maden Ruhsatı İptal Edilir Mi?

    Maden Kanununa göre, MAPEG, gerekli onaylar veya izinleri alınmamış veya gerekli evraları mevzuatta belirtilen hüküm ve koşullara uygun olarak sunulmamış, ruhsat harçları hiç ya da zamanında ödenmeyen maden arama veya işletme ruhsatlarını iptal etme hakkına sahiptir.

     

    Devlet Hakkı Ve Vergi

     

    Madencilik Faaliyetlerinin Vergilendirilmesinde Özel Bir Kural Var Mı?

    Maden Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, arama ve işletme ruhsatı sahiplerinin her yıl ruhsat ücreti ödemeleri zorunludur. Ücretler, madenin türüne / grubuna ve rezerv alanı büyüklüğüne bağlı olarak her yıl MAPEG tarafından belirlenir.

     

    Devlete Vergi Dışında Ödenecek Devlet Hakkı Bedeli Var Mı?

    Ruhsat ücretlerine ek olarak, lisans sahipleri Devlet Hakkı/Payını da ödeyeceklerdir. Maden ocaklarından çıkarılan madenin satış fiyatı üzerinden Devlet Hakkı hesaplanır ve alınır. Devlet Hakının oranı maden gruplarına ve türlerine göre değişmektedir.