Vergi Hukuku

Vergi Hukukuyla İlgili Kanunlar

  1. 193 SAYILI GELİR VERGISİ KANUNU 
  2. 5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU 
  3. 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU 
  4. 3065 SAYILI KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU 
  5. 4760 SAYILI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU 
  6. 488 SAYILI DAMGA VERGİSİ KANUNU 
  7. 492 SAYILI HARÇLAR KANUNU 
  8. 7338 SAYILI VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU 
  9. 197 SAYILI MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU 
  10. 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN 
  11. 7020 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI KANUNLARDA VE BİR KANUN HÜKMÜNDE 
  12. 3100 SAYILI KATMA DEĞER VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZLARI KULLANMALARI 
  13. 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU 
  14. 7194 SAYILI DIJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA
  15. 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME






    KURUMLAR VERGİSİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

    • Kurumlar Vergisine Tabi Gelirler

    Türk Gelir Vergisi Kanununda belirtilen gelir kalemlerinin kurumlar tarafından elde edilmesi, kazanç hanelerine yazılması durumunda  aşağıda belirtilecek olan kurumlar söz konusu kanun kapsamında vergilendirmeye tabi tutulmaktadır.

     

    • Kurumlar Vergisi Mükellefleri Kimlerdir?

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre kurumlar vergisi mükellefleri aşağıdaki sıralandığı üzere kanunla belirlenmektedir.

     

    • Şirket Merkezinin Yasal ve Lokasyon Olarak Türkiye’de Olması

    Yasal yada bir şekilde şirket merkezleri Türkiye’de bulunan şirketler Türkiye’de yerleşik şirketlerden sayılmakta ve bu yönde nitelendirilmektedir.  Türkiye’de mukim sayılan şirketler için yerel ve yabancı piyasalarda elde ettikleri tüm gelirler üzerinden vergilendirilmektedir.

     

    Hem hukuki hem de fiziki olara iş merkezleri Türkiye’de bulunmayan şirketler Türkiye’de mukim şirket olarak kabul edilmemekte, bu nedenlede sadece Türkiye’de elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirmeye tabi tutulmaktadırlar.

     

    Hukuk olarak, merkez olarak nitelendirmek için, vergilendirmeye tabi tutulan şirketin esas sözleşmesinde veya kuruluş kanununda öngörülen kuruluş merkezi dikkate alınırken, iş merkezi ise vergi mükellefin iş faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve yönetildiği yer olarak tanımlanmaktadır.

     

    • Kurumlar Vergisi Oranı

    Türkiye’de ticari kazançlar üzerinden tahakkuk ettirilen  kurumlar vergisi oranı % 20 şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca dikkat etmek gerekir ki söz konusu oran Kurumlar vergisi oranı 2018, 2019 ve 2020 vergi dönemleri için% 22’ye yükseltilmiş iken Cumhurbaşkanlığı kararı ile % 20’ye indirilmiştri.

     

    • Kurumlar Vergisi Beyannamesi Verme Süresi

    Kurumlar Vergisi Beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı takip eden 4. ayın ilk gününden aynı ayın 30. günü (sonu) akşamına kadar verilir ve ayın sonuna kadar ödenir. 

     

    Türkiye’de şirketler, yıl sonunda verilecek kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi karşılığında üç ayda bir geçici vergi beyannamesi vermekte ve 3 ayda bir geçici vergi ödemektedir. Bir konuya dikkat çekmek gerekirse Geçici Vergi Oranı, kurumlar vergisi ile aynıdır.

     

    KURUMLAR VERGİSİ HESAPLANIRKEN GİDER OLARAK HESABA KATILMAYAN GİDERLER

    Kurumlar Vergisi hesaplamasında gider sayılmayan giderler aşağıdaki sayıldığı üzere belirlenmekte:

    • Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler.
    • Örtülü sermaye değeri üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, kur farkları ve benzeri giderler.
    • Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü gelir dağıtımları.
    • Her ne surette ve bir ad altında olursa olsun yedek akçeler (TTK, kuruluş yasaları, yönetmelikler ve esas tüzükleri veya ana sözleşmeleri uyarınca şirketlerin net karlarından ayırdıkları tüm yedek akçeler ve bunların genel hükümleri Bankacılık Kanununa göre yerine getirir).
    • Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ve her türlü vergi cezası, 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme ve gecikme faizleri, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri.
    • Kanunlarla belirlenen veya kanunlarla verilen yetkiye dayanan sınırlar saklı kalmak kaydıyla, itibari değerinin altında menkul kıymet ihraçlarından doğan zararlar ve bu menkul kıymetlere ilişkin ödenen komisyonlar ve benzeri giderler.
    • Kiralama yoluyla edinilen veya işletme adına tescil edilen ancak işletmenin ana faaliyet konusu ile ilgili olmayan yat, kruvazör, tekne ve sürat teknesi gibi motorlu gemiler ile uçak ve helikopter gibi hava araçlarının giderleri ve itfa bedelleri .
    • Ceza hükmü olarak sözleşmelerden doğan zararlar dışında, kurumun kendisinin, hissedarlarının, yöneticilerinin veya çalışanlarının kusurundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat giderleri.
    • Medya yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi tazminat nedeniyle ödenen tazminat giderleri veya radyo ve televizyon yayınları.
    • Her türlü alkollü ve alkollü içecek ile tütün ve tütün mamulleri için duyuru ve reklam giderlerinin% 50’si. Cumhurbaşkanı bu oranı% 100’e kadar artırmaya veya sıfıra indirmeye yetkilidir.
    • Hırsızlık, kayıp veya hırsızlıktan kaynaklanan hasarlar.

     

    • KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAF OLAN GELİRLER

    Kurumlar vergisinden muaf olan gelirler aşağıdaki gibidir:

    1. Katılma payı veya gayrimenkul satışından elde edilen karların muafiyeti

    Ortaklıkların varlıklarında yer alan katılma payları ile en az iki tam yıl süreyle sahip oldukları pay sertiaları, temettü serileri ve rüçhan haklarının satışından doğan kârın% 75’i ve 50 Aynı dönemde varlıklarında tutulan taşınmazların satışından doğan kârın% ‘si Kurumlar Vergisinden muaftır.

     

    Bu muafiyet satışın yapıldığı dönemde geçerli olup, muafiyetten elde edilen satış tutarını bir kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen birinci yılın sonuna kadar özel bir fon hesabında pasifte tutulur. Ancak satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılı sonuna kadar tahsil edilmesi gerekmektedir. Satış bedeline uygulanan muafiyet nedeniyle süresi içinde tahakkuk etmeyen ve bu süre içinde tahsil edilmeyen vergiler zarar olarak kabul edilir.

     

    İstisna edilen kazançların beş yıl içinde ve herhangi bir şekilde sermayeye ilave edilmek suretiyle başka bir hesaba aktarılan veya şirketten çekilen kısmına uygulanan istisna nedeniyle süresi içinde tahakkuk etmeyen vergiler, veya Sınırlı mükellef kurumlar tarafından merkeze devredilen zarar sayılır. Bu hüküm aynı süre içinde şirketin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve tasfiyeler hariç) halinde de uygulanır.

     

    • İştiraklerden elde edilen karın muafiyeti

    Şirketlerin, vergi mükellefi olan başka bir şirketin iştiraklerinden elde ettikleri kazançlar; tam vergi mükellefi olan başka bir şirketin kârına katılmaya imkan veren kurucu hisse senetlerinden ve diğer temettü kuponlarından elde ettikleri karlar ile tam vergi mükellefi olan girişim sermayesi yatırım fonlarının katılma paylarından ve Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetleri ve elde ettikleri edinimler Kurumlar Vergisinden muaftır.

     

    İştirak hisse senetleri ile diğer fon ve yatırım ortaklıklarından elde edilen temettüler bu muafiyetten yararlanamaz.

     

    • Çıkarılmış hisse senetlerinden elde edilen gelirler

    Anonim şirketler kuruldukları sırada ihraç edilen payların veya sermayelerini artırdıklarında nominal değerinin üzerinde satılması halinde, nominal değerin üzerinde kalan kısım Kurumlar Vergisinden muaftır. Bu duruma ihraç edilen hisseler üzerindeki primler için muafiyet denir.

     

    • Yabancı İştiraklerin kazançları için muafiyet

    Anonim Şirketlerden alınan ve sermaye olarak iştirak ettikleri, yasal ve tescilli ofisleri Türkiye’de bulunmayan limited şirketlerden aşağıda belirtilen şartları sağlayan iştirak kazançları Kurumlar Vergisinden muaftır.

     

    İştirak hissesine sahip şirket, yabancı ortağın ödenmiş sermayesinin en az% 10’una sahiptir.

     

    Karın oluştuğu tarih itibariyle, katılma payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması (rüçhan hakkı kullanılarak elde edilen katılım payları veya yabancı ortağın iç kaynaklarından yapılan sermaye artırımları için, daha önce sahip olunan katılma paylarının iktisap tarihi esas alınır).

     

    Yabancı iştirakin karı, şirketin faaliyet gösterdiği ülkenin vergi kanunları uyarınca gelir ve kurumlar vergisi gibi vergilerden oluşan toplam %15 vergi yükü içermektedir. temettü dağıtımı için bir kaynak; Yabancı iştirakin karı, şirketin faaliyet gösterdiği ülkenin vergi kanunları uyarınca gelir ve kurumlar vergisi gibi vergilerden oluşan toplam vergi yükü taşımaktadır. Temettü dağıtımında kullanılacak olan kaynak; İştirak edilen şirketin esas faaliyetinin finansal kiralama dahil finansman sağlanması, sigorta hizmeti verilmesi veya menkul kıymet yatırımı olması durumunda, elde edilen kar en az Türkiye tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi gibi vergileri taşımaktadır. Şirketin faaliyet gösterdiği ülkenin vergi kanunları uyarınca, şirketin ödeyeceği vergi Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranına eşittir.

     

    Katılma payı, katılma payının elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin ibraz edilmesi gereken tarih itibariyle Türkiye’ye aktarılır.

     

    Yurtdışında inşaat, onarım ve montaj işleri ile teknik hizmetlerin yürütülmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olması halinde, esas sözleşmelerinde belirtilmesi ve bu amaç dışında fiili faaliyette bulunmamaları halinde, bu fıkrada belirtilen şirketlere ait iştirak ettikleri şirketlerin elde ettikleri kazançlardan vergi alınmamaktadır.

     

    Bu fıkra uyarınca belirlenen vergi yükü, yasal veya yetkili idarenin bulunduğu ve vergi yükümlülüğünü yerine getirdiği ülkede, ilgili vergi döneminde tahakkuk eden vergiler dahil olmak üzere, gelir ve kurumlar vergisine benzer vergilerden oluşan toplam vergi tutarının oranlanması ile belirlenir. Kâr dağıtımına kaynak teşkil eden kârlar üzerinden, kurumun bu dönemde elde ettiği kâr ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisinin toplamına.

     

    • Eğitim, öğretim ve rehabilitasyon merkezlerinin kazançlarından muafiyet 

    Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları, özel kreş ve gündüz bakımevleri ile kamu yararına çalışan derneklere veya vakıflara bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden beş hesap döneminin sonunda elde edilen kazançlara Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti verilir. Kurumlar Vergisinden ne kadar kârın muaf tutulacağı konusunda bakanlığın görüşü ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek usuller çerçevesinde belirlenecektir.

     

    • Yurtdışında yapılan inşaat, onarım ve montaj işleri ile teknik hizmetlerden elde edilen ve Türkiye’deki genel işletme hesaplarına aktarılan karlar kurumlar vergisinden muaftır.

     

    • Yurtdışı iştirak şirketlerinde Hisse Satışlarından doğan kazanç muafiyeti

    Karın alındığı tarih itibariyle nakit varlıklar dışında en az bir yıl kesintisiz olarak elde tutulan toplam varlıkların % 75 veya daha fazlası ve her birine en az% 10 iştirakten oluşan şirket kârları Hukuki veya tescilli şubesi Türkiye’de bulunmayan ve tamamen sorumlu mükellef olan Aş’lerim varlıklarında yer alan yabancı iştirak paylarının en az iki tam yıl süreyle elden çıkarılmaması ve sonrasında satıştan doğan gelirleri Kurumlar Vergisinden muaftır.

     

    • Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarının kârlarından muafiyet

    Türkiye’de kurulmuş olan aşağıdaki fon ve ortaklıkların kazançları Kurumlar Vergisinden muaftır:

    Menkul kıymet yatırım fonlarının veya ortaklıklarının portföy yönetiminden elde edilen karlar

     

    Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy yönetiminden elde edilen gelirler

     

    Risk sermayesi yatırım fonlarının veya ortaklıklarının getirileri

     

    Gayrimenkul yatırım fonlarının veya ortaklıklarının kazançları

     

    Emeklilik yatırım fonlarının kazançları

     

    Konut kredisi ve varlık finansmanı fonları

     

    • Yurtdışındaki işyerleri ve daimi temsilciliklerden elde edilen kazançlar için muafiyet

    Yurtdışındaki işyerleri ve daimi temsilcilikleri vasıtasıyla yaptıkları ve aşağıdaki koşulları sağlayan kurumların kazançları kurumlar vergisinden muaftır:

     

    Bu karlar, faaliyet gösterdikleri ülkenin vergi kanunlarına göre gelir ve kurumlar vergisine benzer vergilerden oluşan toplam en az% 15 vergi yükü taşıyan kısmını kapsamaktadır.

     

    Karlar, iktisap edildikleri hesap dönemine ait yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin ibraz edilmesi gereken tarih itibariyle Türkiye’ye aktarılır.

     

    Ana faaliyet konusu finansal kiralama dahil finansman sağlanması veya sigorta hizmeti verilmesi veya menkul kıymet yatırımı olan kurumlar için, en az uygulanan kurumlar vergisine eşit toplam gelir ve kurumlar vergisi ve benzeri vergi yükü taşıyan karlar Türkiye’de ortaya çıktıkları ülkenin vergi kanunları uyarınca hesaplanır.

     

    YABANCI KANUNLARCA BELİRLENEN KURUMLAR VERGSİİ MUAFİYETLERİ VE İNDİRİMLER

    Aşağıdaki muafiyetler sadece ana başlıklar halinde açıklanmıştır.

    • Serbest Bölge Faaliyetlerinden Sağlanan Kazançlara Kurumlar Vergisi Muafiyeti (3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu):
    • Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Sağlanan Kazançlar İçin Kurumlar Vergisi Muafiyeti (4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu)
    • Ar-Ge projeleri, Ar-Ge merkezleri ve tasarım merkezleri kapsamındaki harcamalarda Kurumlar Vergisi Ar-Ge indirimi (5746 sayılı Ar-Ge Kanunu)
    • Nakit Sermaye Artışı Üzerinden Hesaplanan Faiz İndirimi ile Kurumlar Vergisi Avantajı

     

    YURTDIŞI ŞİRKETLERE SAĞLANAN HİZMETLER ARACILIĞIYLA YAPILAN KARLARA İLİŞKİN KURUMLAR VERGİSİ AVANTAJLARI

    Aşağıdaki kuruluşlar tarafından elde edilen ve münhasıran aşağıdaki hizmetlerden üretilen karların% 50’si kurumlar vergisi matrahından düşülebilir: Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe raporu tutma, çağrı merkezi alanlarında hizmet verenler Türkiye’de ikamet etmeyenler ile işyeri, yasal ve kayıtlı ofisleri yurt dışında bulunan ve münhasıran yurt dışında olmaktan yararlananlara Türkiye’de verilen ürün test, belgelendirme, veri saklama, bilgi işlem ve veri analizi hizmetleri, İlgili bakanlıkların görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyet gösteren hizmet işletmeleri ile eğitim ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere hizmet veren, izne tabi işletmeler ve ilgili bakanlığın denetimi. Bu kesintiden yararlanılabilmesi için yurt dışında müşteri adına fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi zorunludur.

     

    ZARARLARIN KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAFİYETİ

    Kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarların ayrı gösterilmesi kaydıyla, kurumlar vergisi matrahının belirlenmesinde aşağıdaki zararlar indirim konusu yapılabilecektir:

     

    • Türkiye’deki Faaliyetlerden Kaynaklanan Zararların Tespiti:

    Beş yıldan fazla devredilmemek kaydıyla, geçmiş dönemleri ait beyannamelerde gösterilen zararlar kârdan mahsup edilebilir.

     

    Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına göre devralınan ortaklıkların devir tarihi itibarıyla özkaynaklarını geçmeyen zararlarının ve bununla orantılı zararlarının mahsubu için ayrıca aşağıdaki şartlar aranır. 20 nci maddenin ikinci fıkrasına göre tam bir birleşme sürecine giren bir şirketin özkaynaklarından devralınan kısmı aşmayan devralınan menkul kıymetler zarar olarak gösterilebilir.

     

    Son beş yıla ait kurumlar vergisi beyannameleri yasal süreleri içinde verilir. Devralınan şirketin faaliyeti devir veya bölünmenin gerçekleştiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam eder.

     

    • Yurt Dışı Faaliyetlerden Kayıpların Tespiti

    Türkiye’de Kurumlar Vergisinden muaf kârlara ilişkin olanlar hariç; Beş yıldan fazla devredilmemek kaydıyla, yurt dışındaki faaliyetlerden kaynaklanan zararlar aşağıdaki durumlarda indirim konusu olabilir:

    • Faaliyetin yürütüldüğü ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahları, ilgili ülke mevzuatına göre her yıl denetimi yapmaya yetkili kuruluşlar tarafından zararlar dahil bilanço çıkarılır.

     

    • Bu raporun aslı ve tercüme edilmiş örneği Türkiye’deki ilgili vergi dairesine sunulur.

     

    Denetim kuruluşları tarafından hazırlanacak rapora ekli vergi beyannameleri, bilanço ve gelir tablosunun o ülkedeki yetkili mali otoriteler tarafından onaylanması gerekmektedir. Faaliyetlerin yürütüldüğü ülkede denetim kurumu bulunmadığı takdirde, o ülkedeki yetkili makamlardan alınan her yıl için vergi beyannamesi bir nüshasının Türk büyükelçilikleri ve konsoloslukları tarafından Türk konsoloslukları tarafından onaylanması yeterlidir. Türk büyükelçiliği veya konsolosluğu yoksa o ülke temsilcileri tarafından Türk menfaatlerini koruyan aynı sıfatla imzalaması halinde aslı ve tercüme edilmiş nüshası ilgili vergi dairesine sunulur.

     

    YURTDIŞI ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUP EDİLMESİ

    Yurtdışında yapılan ve Türkiye’deki genel işletme hesaplarına aktarılan karlar üzerinden YABANCI ÜLKEDE ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye’de bu karlara uygulanan Kurumlar Vergisinden mahsup edilebilir.

     

    Kanunun 7 nci maddesinin uygulandığı hallerde, Türkiye’de vergilendirilecek kontrollü yabancı şirketin karı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine, yurt dışındaki bağlı kuruluş tarafından ödenen gelir, kurumlar ve benzeri vergiler düşülerek hesaplanır.

     

    Tam vergi mükellefi olan kurumların, sermayesinin% 25’i veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak bu şirketlere ait olduğu yabancı iştiraklerinden elde ettikleri temettüler üzerinden Türkiye’de ödenecek Kurumlar Vergisine karşılık Ortakların bulunduğu ülkelerde kar dağıtımına kaynak teşkil eden gelirler üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi ve benzeri vergilerin temettü tutarına tekabül eden kısmı belirlenir. Kar payı, yurt dışında bu karlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi ve benzeri vergiler dahil edilerek dikkate alınır.

     

    Yurt dışı kârlar üzerinden Türkiye’de alınacak vergiler karşılığında belirlenecek meblağ hiçbir şekilde Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının yurt dışında üretilen kârlara uygulanmasıyla bulunacak miktarı aşamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili karın Türkiye’de genel işletme hesaplarına aktarıldığı hesap döneminde tamamı veya bir kısmı mahsup edilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir.

     

    Geçici vergilendirme döneminde yurt dışında üretilen bir gelirin olması durumunda, bu gelirler üzerinden kesinti veya başka yollarla üretildikleri ülkelerde ödenen vergiler de o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarı üzerinden hesaplanabilir. İndirilecek tutar, Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının yurt dışında üretilen kazançlara uygulanmasıyla bulunacak miktarı geçemez.

     

    Yabancı ülkelerde vergilerin ödenmesi, yetkili makamlardan alınan ve mahalledeki Türk büyükelçilikleri veya konsoloslukları tarafından onaylanan belgelerle doğrulanmadıkça, Türk büyükelçiliği veya konsolosluğu yoksa o ülke temsilcileri Türkçeyi koruyan aynı sıfatla Yurt dışında ödenen faizler, vergiler Türkiye’de alınan vergilerden mahsup edilemez.

     

    HESAPLANAN KURUMLAR VERGİSİNDEN MAHSUP EDİLECEK %5.

    Aşağıdaki koşulları sağlayan mükellefler, ödenecek gelir ve kurumlar vergisinden yıllık gelirleri veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin % 5’i düşülerek vergi indiriminden yararlanabilirler.

     

    Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin vergi indiriminden yararlanabilmeleri için:

    • Kesintinin hesaplanacağı yıl ile o yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerini süresi içinde sunmaları ve bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergileri kanuni süresi içinde ödemiş olmaları gerekir.
    • Beyannameye konu olan vergi türleri itibariyle, indirimin hesaplanacağı yıl ve o yıldan önceki son iki yıl içinde, re’sen veya idare aleyhine ek vergi tarhiyatı yapılmamış olmalıdır.
    • İndirimin hesaplanacağı vergi beyannamesinin ibraz edildiği tarih itibarıyla, anapara tutarı 1.000 TL’nin üzerinde (vergi cezaları dahil) vadesi geçmiş vergi yükümlülüğü bulunmamalıdır.
    • Girişim ve bankacılık sektörlerinde, sigorta ve reasürans şirketlerinde, emeklilik şirketlerinde ve emeklilik yatırım fonlarında faaliyette bulunanlar bu indirimden yararlanamaz.

     

    YURT DIŞI SATIŞ FİYATLANDIRMASI

    • Tanımlar

    İşletmelerin emsallerine uygunluk ilkesine aykırı olarak belirlenen bu tür maliyet ve fiyatlarda mal veya hizmet alımları veya ilgililere veya ilgili kişilere satış yapması durumunda, satış fiyatlandırması yoluyla kazançların kısmen veya tamamen örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilecektir. Yöntem, satın alma, satış, üretim ve inşaat, kiralama ve leasing, ödünç verme ve para alma, ikramiye, maaş ve benzeri ödemeler gerektiren işlemler, her durumda, ürün ve hizmetlerin satın alınması veya satılması olarak değerlendirilecektir. İlişkili kişi, şirketlerin kendi pay sahiplerini, bu şirketlerle veya hissedarlarıyla ilişkisi olan gerçek kişileri ve bir şirkete yönetim, gözetim veya sermaye yönünden doğrudan veya dolaylı olarak bağlı veya kontrolünde olan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 

     

    Emsallerine uygunluk ilkesi, ilgili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım veya satımında uygulanan fiyat veya tutarın, aralarında böyle bir ilişkinin olmaması halinde uygulanacak fiyat veya miktar ile tutarlı olması gerektiği anlamına gelir. Emsallerine uygunluk esasına göre belirlenen fiyat veya tutarlara ilişkin her türlü kayıt, çizelge ve belgenin delil niteliğinde belge olarak tutulması zorunludur.

     

    • Satış ve Alım Fiyatlandırması Yöntemleri

    Şirketler, ilgili kişilerle yaptıkları işlemlerde uygulanacak fiyatları veya tutarları aşağıdaki yöntemlerden ilgili işlemin niteliğine en uygun yöntemi seçerek belirlerler:

    • Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: İlişkili taraf konumunda olmayan gerçek veya tüzel kişiler tarafından uygulanan piyasa değerleri ile mükellef tarafından uygulanacak emsal bedeli değerlerine uygun satış fiyatının belirlenmesini ve nitelikleri itibariyle karşılaştırılabilir mal ve hizmet alım satımına ilişkin işlemlerde yer alan şirketler.

     

    • Maliyet artı yöntemi: Makul bir brüt kâr marjı ile ilgili mal ve hizmetlerin maliyetinin artırılması yoluyla emsal fiyatının hesaplanmasıdır.

     

    • Yeniden satış fiyatı yöntemi: İşlem konusu ürün veya hizmetlerin ilgisiz veya tüzel kişilere satılması durumunda uygulanacak fiyattan makul brüt satış karı düşülerek emsal bedelinin hesaplanmasını ifade eden varlıklar.

     

    • İşlemsel kâr yöntemleri: Emsallerine uygun fiyat veya değerin belirlenmesinde, ilgili kişiler arasındaki işlemden kaynaklanan kazançlara dayalı yöntemleri ifade eder. Bu yöntemler, işleme dayalı net kâr marjı yöntemi ve kâr paylaşımı yöntemidir. İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellef tarafından belirlenen net kâr marjının, kontrollü bir işlem temelinde maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir esasa dayanılarak incelenmesine dayanır. Kar paylaşım yöntemi, ilgili kişilerin üstlendikleri işlev ve risklerle orantılı olarak ilişkili kişiler arasında bir veya birkaç kontrollü işlemine toplam faaliyet kar veya zararının tahsisini esas alır.

     

    • Peşin Fiyatlandırma Anlaşması: Mükellefin talebi üzerine ilgili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım veya satımında uygulanacak fiyat veya maliyetin belirlenmesine ilişkin yöntemler Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yapılacak anlaşma ile seçilebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı geçmemek kaydıyla sözleşmede belirlenen süre ve koşullarda kesinleşir (Bazı Kanunların İyileştirilmesine Dair Kanunun 59. maddesine eklenen hükümler). Yatırım Ortamı No. 6728, uygulama tarihi: 9 Ağustos 2016). Mükellef ve Hazine ve Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan pişmanlık ve düzeltme hükümlerinin ve şartlarının uygulanması mümkünse, belirlenen yöntemin zaman aşımına uğramamış önceki vergilendirme dönemlerine de uygulanmasını sağlayabilir. ve bu dönemlerde sözleşme kapsamına dahil edilerek sözleşme şartları da geçerlidir. Bu durumda imzalanan sözleşme, anılan hükümlerde belirtilen tebligat dilekçesinin yerini alacak olup, beyanname ve ödeme işlemleri buna göre gerçekleştirilmektedir. Daha önce ödenen vergiler, sözleşmenin önceki vergilendirme dönemlerine uygulanması nedeniyle reddedilemez ve iade edilemez.

     

    Yukarıda belirtilen yöntemlerden hiçbiri emsal bedelinin veya değerinin belirlenmesine izin vermiyorsa, vergi mükellefi tarafından işin niteliğine en uygun bulduğu herhangi bir yöntem uygulanabilir.

     

    Tam vergi mükellefleri ile yabancı kuruluşların işyerleri veya Türkiye’deki daimi temsilcileri arasında ilgili kişiler kapsamında yurt içinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle gizli bir kâr dağıtımının gerçekleşmiş olmasının Hazine zararlarının ortaya çıkmasının ön şartıdır. Hazine zararları, emsallerine aykırı olarak belirlenen fiyatlar ve değerler nedeniyle kurum ve ilgililer adına tahakkuk ettirilmesi gereken vergi tutarının eksik veya geç tahakkuk etmesidir.