Türk Ticaret Kanununun 636.maddesine göre;
‘’A) Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları
MADDE 636- (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
- a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
- b) Genel kurul kararı ile.
- c) İflasın açılması ile.
- d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.’’
Limited şirketin sona ermesi, infisah ve feshi halleri şu şekildedir. İnfisah, yasada veya şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden birinin gerçekleşmesi ile herhangi bir karar alınmasına veya ihbarda bulunulmasına gerek olmaksızın limited şirketin kendiliğinden sona ermesidir. Fesih ise kanunda veya şirket sözleşmesinde yer alan sebeplerden birine dayanarak bu yetkiye sahip olanlar tarafından şirketin sona erdirilmesidir. İnfisah veya fesih limited şirketin tüzel kişiliğini etkilemez.
Ancak, şirket tüzel kişiliğin hak ehliyeti tasfiye amacı ile sınırlanır. İnfisah eden ya da feshine karar verilen limited şirket tasfiye haline geçer. Bu nedenle tasfiye haline geçen limited şirketin ticaret unvanının başına “tasfiye halinde” ibaresi eklenir.
Detaylı Bilgi Almak İçin Lütfen İletişime Geçin!
Hızlı ve Güvenilir Hizmet!
Tanıma Tenfiz kurumu ile yabancı mahkemelerden alınan boşanma kararları Türkiye’de nasıl uygulanır!?
Tanıma Tenfiz ile yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de Uygulaması hakkında detaylı bilgi için iletişime geçin!
Tanıma Tenfiz Yolu
Limited Şirketin Genel Sona Erme Sebepleri
Türk Ticaret Kanunu’nda limited şirketin sona erme sebepleri, genel ve özel olarak ele alınmıştır. Genel sona erme sebepleri TTK’nun 636. maddesinde ilk fıkrada düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre;
Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
-
- Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle,
- Genel kurul kararıyla,
- İflasın açılmasıyla,
- Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
Limited Şirket İflasın Açılması Hali Şirketin Sona Ermesi
Limited şirketin sona erme hallerinden olan şirketin iflası, mevzuatımızda sermaye şirketlerinin borçlarının aktifinden fazla olması özel bir iflas sebebi saymıştır. TTK’nun 636. maddesinin (c) bendine göre, limited şirket iflasın açılmasıyla sona erer. Sona erme anı, iflasın açılma tarihidir.
Bir limited şirketin iflası, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) uygun şekilde gerçekleşir.
- Şirketin Borca Batık Olup Olmadığının Tespiti
- Şirket aktiflerinin toplamı borçlarından düşükse (borca batıklık durumu), şirketin yönetim kurulu veya müdürler kurulu durumu tespit eder.
- Borca batıklık durumunun tespiti için bir bilanço hazırlanır ve bağımsız denetimden geçirilmesi gerekebilir.
Şirketin borca batık olup olmadığının tespit süreci şu şekilde işler:
1. Borca Batıklık:
- Borca batıklık, şirketin toplam borçlarının varlıklarından (aktiflerinden) fazla olması durumudur. Yani şirketin özkaynakları negatife düşer.
- Şirket bilançosunda öz sermaye bölümü, aktiflerin pasiflerden çıkartılmasıyla bulunur. Bu değer negatifse, borca batıklık durumu söz konusudur.
2. Borca Batıklık Tespiti:
a. Ara Bilanço Hazırlanması:
-
- Şirket müdürleri, borca batıklık şüphesi varsa hem işletme değerine göre hem de muhtemel satış fiyatlarına göre iki ayrı ara bilanço hazırlar.
- İşletme değeri, şirketin faaliyetlerine devam ettiği varsayılarak hazırlanan bilançodur.
- Muhtemel satış fiyatı bilançosu, şirket varlıklarının tasfiye edilmesi (satılması) durumunda elde edilecek değeri gösterir.
b. Denetim Gerekebilir:
Şirketin borca batıklığı konusunda şüphe varsa, hazırlanmış olan bilançoların doğruluğu bir bağımsız denetim şirketi tarafından doğrulanabilir.
Sonuçların Değerlendirilmesi:
Eğer her iki bilançoda da şirketin aktifleri borçlarını karşılayamıyorsa, borca batıklık kesinleşir.
3 Mahkemeye Bildirim (TTK m. 376)
Türk Ticaret Kanununun 376.maddesine göre;
‘’a) Çağrı ve bildirim yükümü
MADDE 376- (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.’’
- Şirket borca batıksa, müdürler kurulu bu durumu derhal şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirmelidir.
- Mahkemeden iflasın açılmasını talep edebilirler.
Borca batıklık durumunda şirketin müdürleri veya yönetim kurulu üyeleri, durumu mahkemeye bildirmekle yükümlüdür.
Bildirim Süreci
- Bildirim Zorunluluğu:
-
-
- Borca batıklık kesinleştiği anda, şirket müdürleri durumu derhal şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir.
- Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, şirket müdürlerini hukuki ve cezai sorumluluk altına sokabilir.
-
- Dilekçe ile Başvuru:
-
-
- Mahkemeye bir dilekçe ile başvuru yapılır.
- Dilekçede, borca batıklık durumunu kanıtlayan bilançolar, varsa bağımsız denetim raporu ve ilgili belgeler sunulur.
-
- Geçici Önlemler Talebi:
-
- Şirketin malvarlığının kötüye kullanılmasını önlemek için mahkemeden ihtiyati tedbirler talep edilebilir. Örneğin:
- Şirketin malvarlığının satışının durdurulması,
- Banka hesaplarına bloke konulması.
- Şirketin malvarlığının kötüye kullanılmasını önlemek için mahkemeden ihtiyati tedbirler talep edilebilir. Örneğin:
- Mahkemenin İncelemesi
- Mahkeme, Şirket Durumunu Değerlendirir:
-
- Mahkeme, borca batıklık durumunu incelemek için bilirkişi atayabilir.
- Bilirkişi, şirketin sunduğu bilançoları ve diğer finansal belgeleri inceleyerek rapor hazırlar.
- Mahkemenin Kararı:
-
- Eğer borca batıklık durumu kesinleşirse, mahkeme şirketin iflasına karar verir.
- Ancak, şirketin varlıklarının borçlarını karşılayabileceği bir çözüm varsa (örneğin sermaye artırımı), mahkeme iflas yerine bu çözümleri değerlendirebilir.
- Alacaklıların Talebi Üzerine İflas
- Şirket borçlarını ödeyemiyorsa ve bir alacaklı ödeme talebinde bulunmuş ancak tahsil edememişse, alacaklı da şirketin iflasını talep edebilir.
- Alacaklı, şirketin ödeme aczine düştüğünü belgeleyerek icra müdürlüğüne başvurur ve ardından iflas davası açar.
- İflas Sürecinin Başlaması
- Mahkeme, şirketin borca batık olduğuna karar verirse, iflas kararı verir.
- Bu karar, şirketin tasfiye sürecinin başladığı anlamına gelir.
- Tasfiye Süreci
- İflas kararıyla birlikte, tasfiye süreci İcra ve İflas Kanunu’na uygun olarak yürütülür.
- İflas dairesi atanır ve şirketin tüm malvarlığı kayyım tarafından tasfiye edilir.
- Şirketin malları satılır ve elde edilen gelir, alacaklılara kanunda belirtilen sıra ile dağıtılır.
İcra ve İflas Kanunu 179.maddesine göre;
‘’Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflâsı:
1) Madde 179- (Değişik: 28/2/2018-7101/3 md.) Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.’’
- Şirketin Ticaret Sicilinden Silinmesi
- Tasfiye tamamlandıktan sonra, iflas müdürlüğü tasfiye raporunu hazırlar ve şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesi için ilgili sicil müdürlüğüne başvurur.
- İflas işlemleri sırasında şirket müdürlerinin kanuna uygun davranmaları önemlidir; aksi halde hukuki veya cezai sorumluluk doğabilir.
Müdürlerin Sorumluluğu:
- Şirket müdürleri, borca batıklık durumunda harekete geçmezse, alacaklılara ve hatta şirkete zarar vermiş sayılabilir. Bu durum cezai ve hukuki sorumluluk doğurur.
Şöyle ki;
-Hileli İflas
İcra ve İflas Kanunu 311. maddesi hileli iflas hallerini düzenlemektedir. İflasından evvel veya sonra alacaklılarını zarara sokmak kastiyle ve hususiyle aşağıdaki suretlerle hileli muamelelerde bulunan kimse hileli müflis sayılır ve Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre cezalandırılır:
- Alacaklıların müşterek rehini makamında olan mallarını tamamen veya kısmen kaçırır, gizler veya tahrip ederse;
- Alacaklıların zararına olarak hakikate aykırı makbuzlar verir veya yazı ile borç ikrar ederse;
- Muvazaalı satışlar, muameleler yahut bağışlamalar yaparsa;
- Evlenme mukavelesinde hakikaten getirilmemiş bir çeyizi getirilmiş gibi tanır ve karı da bu mukaveleyi kocasının alacaklılarına karşı istimale kalkışırsa;
- Hakikate aykırı borç ikrar etmek yahut muvazaalı muameleler ve mukaveleler yapmak suretiyle alacaklılarını zarara sokarsa;
- Borcu mevcudu ile alacağından ziyade olduğunu bildiği halde ehemmiyetli kıymeti haiz ticari mallarını yahut fabrikasının mahsullerini hem satış gününün piyasasından hem de mal olduğu veya satın alındığı kıymetten pek aşağı bir fiyatla satmak suretiyle mevcudunu israf ederse;
- Konkordato mukavelesi haricinde alacaklıya hususi menfaatler temin ederse;
- Hakikate aykırı muhasebe ve sahte bilançolarla aktifini hakikatte olduğundan fazla veya noksan gösterirse.
Bir numaralı bentte yazılı malların kıymetine göre Türk Ceza Kanunu’nun 522 nci maddesi tatbik olunur.
Bir numaralı bentte yazılı suçları yapanlar müflisin evi halkından kimseler ise müflis gibi cezalandırılırlar.
Türk Ceza Kanunu’nun iştirak hükümleri dışında kalsa dahi, müflisin aktifini azaltmak maksadıyla ona ait taşınır ve taşınmaz malları kısmen veya tamamen saklayan veya kaçıran ve muvazaa ile temellük eden veya bu hususlarda yataklık veya tavassut eden veya iflas masasına müracaat ile kısmen veya tamamen asılsız alacaklarını kaydettiren veya müflisin tediye kabiliyetini azaltmak maksadıyla kendi adına veya müstear adla ticari faaliyetlere girişen kimseler hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.
-Ticareti İzinsiz Terk
Ticareti izinsiz terk suçu ise İİK 44 ve 337/a’da düzenlenmektedir.
İİK 337/a’ya göre;
“44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez. Borçlunun iflası halinde, birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflas hali sayılır.”
İİK 44’e göre ise;
“Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete’de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mütat ve münasip vasıtalarla ilan olunur. İlan masraflarını ödemiyen tacir beyanda bulunmamış sayılır. Bu ilan tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir. Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez. Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında bulunulamaz. Mal beyanını alan icra mahkemesi, keyfiyeti tapu veya gemi sicil daireleri ile Türk Patent Enstitüsü‘ne bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Keyfiyet ayrıca Türkiye Bankalar Birliğine de bildirilir. Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tayin edilen kanuni müddet içinde değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine, mahkemece icra memuru marifetiyle ve bu kanun hükümleri dairesinde bu malların satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.”
İflas işlemleri sırasında veya sonrasında yukarıda yer alan fiillerin gerçekleştirilmesi halinde hileli iflas veya ticareti izinsiz terk suçları meydana gelebilecektir. Bu fiillerden dolayı sorumluluk ise İİK 345. maddeye göre belirlenecektir.
SONUÇ VE YOL HARİTASI
- Mali Durum Tespiti:
- Şirketin bilançosu incelenir; borca batıklık şüphesi varsa, işletme ve satış değerine göre iki bilanço hazırlanır. (Muhasebeciden destek alınır.)
- Borca batıklık kesinleşirse, hukuki adımlar atılmalıdır.
- Mahkemeye Başvuru:
- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne borca batıklık dilekçesi sunulur.
- Hazırlanacak dosyada bilançolar, borç-alacak listesi ve gerekirse bağımsız denetim raporu bulunur. (Avukat tarafından hazırlanır.)
- Tedbir talepleri ile şirket varlıklarının korunması sağlanır.
- İflas Sürecinin Başlatılması:
- Mahkeme bilirkişi incelemesi sonrası iflas kararı verir.
- İflas dairesi tasfiye işlemlerini yürütür; malvarlığı satılır ve alacaklılara dağıtılır.
- Tasfiye ve Kapanış:
- İflas masası kapatıldığında, şirketin ticaret sicilinden kaydı silinir.
- Bu süreçte muhasebeci vergi kapanış işlemlerini tamamlar, avukat hukuki işlemleri takip eder.
Avukattan Destek Alınması Gerekenler
- Hukuki prosedürlerin yürütülmesi: Mahkeme süreci ve dilekçe hazırlanması.
- Sorumluluk riskinin önlenmesi: Müdürlerin veya ortakların kişisel sorumluluğunu engelleyecek adımların atılması.
- Tasfiye işlemleri: İflas masası ile koordinasyonun sağlanması.
Muhasebeciden Destek Alınması Gerekenler
- Güncel bilanço ve borç-alacak listelerinin hazırlanması.
- Vergi beyannamelerinin kapanış işlemleri için düzenlenmesi.